Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com
-----------------------------------------------------------------------------------
Sonunu görüyorum. Emeklerimizin sonu. Başarılarımızın sonu. Hayallerimizin sonu. Sen benim kâbusumsun.
Leks Luthor.
------------------------------------------------------------------------------------
ÖLÜM VURUŞU
"Hadi utanma." diye mırıldandı nişancı tüfeğini gökdelenin terasına hedeflerken. Hedefi Kingpin şu anda onu çevreleyen bir koruma birliğiyle sâkince puro içiyordu. Korumalar iyiydi. Gözleri tetikte ve elleri hazırdı. Gerçekten bir açık vermemek için çok çalışıyorlardı.
Ne yazık ki onun için hiçbir şey ifâde etmiyordu.
Hedefi şimdiki konumundan birkaç kilometre uzakta olsa bile, kendine güveni tamdı. Rüzgarı ayarladı ve hafifçe tetiği çekti.
Mermi hiç ses çıkarmaması için Dede tarafından tasarlanmıştı. Floyd, silah kullanamayı her ne kadar sevse de asla yapmayı beceremedi. Evde musluk arzalandığın da, tâmir etmeye çalışırken daha da bozardı.
Mermi, iri adamın alnını delip onu yere düşürene kadar kimse öldüğünü fark etmedi. Korumalar hemen silahlarına davrandı ve siper aldılar. Bâzıları patronlarının cesedini bir koltuğunu arkasına zor da olsa çekiştirdi.
'Bak bu ilginç.' Korumalar genelde para için itaat ederdi. İşverenin başına bir şey gelir gelmez hemen taraf değiştirir, veya kaçarlardı. Ama Kingpin basit biri gibi görünmüyordu. Bu sadâkati kazanmak için ne yaptığını merak etti bir an. 'Neyse, öldü işte. Bir anlamı kalmadı.' diye kesitirip attı ama sonra.
Tüfeği omzuna astı ve rahatça bileğinde eldiveninin altına saklamaya çalıştığı aptal çiçeği ovdu. 'Tanıdıklar bunu görse tüm saygınlığımı kaybederim.' diye düşündü. 'Kızımı bir daha görmemin teke bedeli buysa ama..'
En sonunda havaya karışarak kayboldu.
LEKS LUTHOR
Leks(Lex), Metropolis şehrini şehrin en yükseği yeri olan büro'sundan izledi. Masasının yanlarında hazırda bekleyen sâdık Amazon korumaları, Merhamet(Mercy) ve Umut(Hope) vardı.
Bilgisayarından bir uyarı sesi çıktı. Tekrar masasında döndü ve bir tuşa bastı. "Evet ?"
If you discover this tale on Amazon, be aware that it has been unlawfully taken from Royal Road. Please report it.
"Efendim, Bay Kingpin geldi."
"Güzel, onu içeri gönder." dedi oturuşunu düzeltmeden önce. Bir süre sonra, büro'nun çift kapısı açılırdı ve Kingpin'in büyük cüssesi göründü. Leks ayağa kalktı ve sıkmak için elini uzattı. "Sonunda sizinle tanışmak güzel Bay Kingpin. Hakkınızda çok şey duydum."
"Ben de aynı şeyi söyleyebilirim, benden biraz daha sönük olsalar da." Leks'in elini tamâmen görmezden gelip masanın önündeki koltuklardan birine yayıla yayıla oturdu.
Leks bunu görmezden gelerek kendi koltuğuna döndü. "Sizi buraya dâvet etme sebebimi bildiğinizi var sayıyorum."
"Evet, umarım buraya gelmek için zamânımı boşa harcamıyorsun dur. Meşgul bir adamım." Kingpin bir puro çıkarıp içemeye başladı, puro bedenine uygun olarak daha büyüktü ve doğal olarak duman da daha fazlaydı.
Leks, sabrını korudu. Ulu Adama ve aptal takımına son vermek için Kinpine ve bağlantılarına ihtiyâcı vardı. Daha fazla Üst İnsan işine yarardı ve eğer reddederlerse, denekleri olurlardı.
Korumalarının saygısız adama gözlerini daralttığını fark etti. Bir kez daha emeklerinin karşılığını aldığına memnun oldu. Biraz bağış ve gülümseme sıradan insanların kalplerinin çalmak için hep yeterli olmuştu.
"Merâk etmeyin." Leks tekrar Kingpin'e döndü. "Teklifi-" Bilgisayarından tkerar bir uyaru duyuldu. Kingpin'in gözlerinin daraldığını fark etti. Hafifçe iç çekerek düğmeye bastı. "Eve-"
"Efendim, bu gerçek Kingpin değil ! Kingpin birkaç dakika önce öldürüldü ! Yanınızdaki bir sahtekar !"
Merhamet ve Umut'un onu korumak için tekerlekli sandalyesini çekip önüne geçtiler. "Beklediğimden geç fark ettininz." Adamın sesi sertleşmiş ve derinleşmişti. Merhamet, bir eliyle masanın üstüne çıkıp adamın kafasına bir yan tekme savurdu.
Adam, korumanın bacağını rahatça tutup bir köşeye attı. Merhamet duvara çarptığında hafif çatlaklar oluşmuştu ama tekrar ayağa kalktı. Artık daha da dikkatli görünüyordu. Umutla aynı anda hareket ederek sahtekara saldırdılar.
Merhamet koşarak bir tekme daha savurdu. Umut atlayarak Adamın önüne geldi ve cinsel bölgesini bir yumruk attı. Taklitçi, büyüklüğünde bir adam için etkileyici bir hız ve çeviklik göstererek kurtuldu.
Adam Merhametin bacağını tekrar yakaladı ve tekrar fırlattı. Ardından Umut'a bir yumruk attı. Umut yumruğu tuttu ve zıplayarak diziyle adamın yüzüne vurdu.
Sahtekar kaçmak yerine, saldırıya kafa attı. Bir çatırtı ve onu izleyen bir bağırış duyuldu. Adam Umut'un karnına bir yumruk vurdu ve kadının geriye uçup, kan öksürmesine sebep oldu. Sonra onu başından tutup bayılttı.
Adam hâlâ saldırmaya devâm etti. Umut'a zar zor kaçtığı bir tekme attı. O sırada arkadaşını kurtarmaya gelen Merhamet adamı boğazından yakaladı ve sıktı ama hiçbir görünen etkisi olmadı.
Sahtekar kadının kolunu tuttu ve bırakmasını sağladı sonra onun da başından tutarak bayılttı.
'Muhteşem.' Leks hiçbir zaman dövüş tutkunu olmamıştı ama o bile önündeki sahnenin etkileyiciliğini ve katılımcıların yeteneklerini, emeklerini taktir etmeden duramadı.
'Ne yazık ki kaybeden tarafız.' Adam onu soğuk, beyaz gözlerle baktı. 'Başka bir uzaylı veya ucûbe.'
Leks sâkin kaldı. Ne olursa olsun gururunu ve baskınlığını bozmazdı. "Kimsin ?" Yine de biraz endişeliydi. Amazon korumaları Ulu Adamı bile zorlayabilir, hatta yenebilirdi ama bu herif hiçbir şeymiş gibi onları ezmişti.
Adam siyah virgüller olan beyaz gözlerle baktı ona. Leks bir an her şeyden çok o gözleri istedi. Neden bilmiyordu ama istedi. Aldıklarını ve verdiklerini bilmiyordu ama istiyordu.
"Kötülüğün hesâbı."
-----------------------------------------------------------------------------------
Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com