Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com
------------------------------------------------------------------------------
Düzelticem.
- Abraham King
------------------------------------------------------------------------------
ABRAHAM
Şimdiye kadar aklını kaybetmemesi, ölmemesini İrâdesi ve Dizgesi sâyesindeydi.
Hangi dünyanın içinde olduğunu biliyordu, hangi şehirde olduğunu biliyordu.
Ve ne yapması gerektiğini biliyordu.
"Âferin Abraham ! Gerçekten akıllı bir çocuksun!"
Kucağında oturduğu kadına gülümsedi, dinlenme esnâsın da onun bile kolayca çözebileceği temel matematik öğretiyordu.
Bir Kerhânenin arka odalarından birinde olmasa, kadın yarı çıplak ve bir yandan ot çekmese, çok daha hoş olurdu.
En azından çocuklara ilgisi yoktu .
"Teşekkürler Holi(Holly)Teyze!" Evet kadının adı Kutsaldı(Holy)..
"Biliyo musun, annen seni gerçekten okula göndermeli. Bu beyinle çok yükselirsin !"
O anda odaya giren başka bir fâhişe iç çekti. Önünde çok fazla et vardı ama hiçbir şey yapamıyordu. 'Bu berbat değil mi?'
"Eva'nın veledi neden okula göndermediğini biliyorsun. Okuldan biri annesinin mesleğini öğrendiğinde çocuk yetimhâneye annede karakola yollanır." Çocuğa baktı. "Benim çocuğum olsan seni doğru en yakın câminin kapısına koyardım."
"O kadarda değil." dedi.
Kadın ona sıkkınca baktı. "Sanki aynı şeyi yapmazdın. Kaç tane kürtaj yaptın ? Yedinciden sonra saymayı bıraktım."
The narrative has been taken without authorization; if you see it on Amazon, report the incident.
"Doğrudan yüzüne böyle konuşamazsın ! O sadece bir çocuk !" dedi Holi öfkeyle. Gâliba bir çocuğun yanında uyuşturucu içtiğinin farkında değildi.
"Ve bu dünyânın ne kadar boktan olduğunu ne kadar çabuk öğrenirse o kadar iyi." diye hırladı kadın. Hızla ilerleyip çocuğun yakasından tutup kapıya sürüklemeye başladı.
"Du- onu nereye götürüy." Holi ne olduğunu anlamamıştı. Abraham da anlamamıştı. Kadın bir anda öfkelenmişti.
Abraham, kurtulmaya çalışmadı ona zarar vereceğini düşünmüyordu. Şuan pek çok insan yeişkinden daha güçlüydü.
Kadın onu Kerhânenin ana salonuna getirmişti. Sahnede yarı çıplak kadınlar resk(dans) ediyordu. Müşteriler gösteriye daldıklarından bir çocuğu fark etmediler. Bâzıları sahneye para atıyor, bâzıları küfrediyor ve müstehcen yorumlar yapıyordu.
Kadın sertçe omzunu sıktı ve bir diğer eliyle sahneyi işâretledi. "Oraya bak."
Çocuk baktı.
Ve annesini gördü.
"İşte." diye başladı kadın. "Bu senin annen, bir direğin etrâfında resk edip, tanımadığı erkeklerin sikini sertleştiriyor. Bundan sonra buradaki erkeklerden bir düzinesine verecek. Görüyor musun ? Bunu hatırla."
Kadının ses tonunda bir küçümseme vardı ve alay vardı. Abraham bunu anlamadı. O da bir fâhişe değil miydi?
"Bundan kazandığı para ona zor yetiyor, ama seninle paylaşıyor." Kadının sesi yumuşadı. "Sen doy diye aç kalıyor. Açlıktan ölme diye eskisinden daha fazla çalışıyor. Kaldıramayacağı kadar hem de. Hâlâ nasıl yaşıyor bilmiyorum." Kadın ona baktı. Abraham hiç bu kadar boş hissetmemişti kendini. "Hatırlasan iyi olur, minnettar olsan iyi olur."
Omzundaki eli çekti ve gitti. Ama Abraham zar zor fark etti. Hâlâ önündeki kadına, annesine bakıyordu.
'Çok genç.' diye fark etti. Yirmilerinin başındaydı. Arkadaşlarıyla dışarı çıkmalı. Hoş bir adamla birlikte olmalıydı. Ailesiyle vakit geçirmeliydi. Hiçbir endişesi olmamalı, geleceğe dair hayalleri, umutları olmalıydı.
Ama bu haldeydi.
Derisi terle parladı, göğüsleri ve meme uçları açıktı, metal direğe bacaklarıyla tutunuyordu, etraftaki erkekler ve kadınlar tezâhürat ediyor, müstehcen yorumlar yapıyorlardı.
Bir anda her şey sessizleşti Abraham için. Akciğerleri yanmaya, kanı kaynamaya başlamıştı ve boğazında ağır bir yumru oluşmuştu.
Şaşırdı çocuk. Yeniden doğduğundan beri hiç bu kadar hissetmemişti.
Öfkeliydi.
Kendisine öfkeliydi.
Annesine öfkeliydi.
Müşterilere öfkeliydi.
İnsanlara öfkeliydi.
Kahramanlara öfkeliydi.
Tüm bu insanları öldürüp, binâyı yıkmak istiyordu.
'Şimdi olmaz.' annesi buradaydı. Ama gittiğinde..
Derin bir nefes alarak arkasını döndü.
"Abraham." dedi hafifçe Holi. Az önceki konuşmayı duymuş olmalıydı. Yavaşça yaklaştı, gergince omzunu tuttu. "Hadi." dedi nâzikçe. "Yemek vakti."
Hiçbir şey demedi çocuk, sâkince tâkip etti.
"Düzelticem." dedi sonunda.
"Ne ?" dedi Holi şaşkınca. "Neyi ?"
"Bu dünyâyı." bir çocuktan beklenmeyecek kadar soğuktu sesi. "Siz kabullenip, alışmış olabilirsiniz ama ben değil."
Başka bir insan olsa, sıradan bir çocuk olsa, bu imkansız bir görev olurdu, ama değildi o. Şuan içinde bulunduğu dünya hakkında bilgi sâhibi, ve en önemlisi Yaradanın desteğine sâhipti. Kendi azmi ve irâdesi karşısında hiçbir şey duramazdı.
Vâr olan en güçlü varlık olacaktı.
'Annem için.'
--------------------------------------------------------------------------
Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com